Türkiye’nin ilk alışveriş merkezi (AVM) 1988 yılında Galleria adıyla (Galleria Ataköy Alışveriş Merkezi) İstanbul’un Bakırköy ilçesinde açılmış ve 2015 yılında yeni bir proje için yıkılma kararı alınmış olmasına karşın hala aktif bir şekilde hizmet vermekte. Sonraki yıllarda farklı ilçelerde açılan farklı konseptlere sahip alışveriş merkezleri günümüzde yerini mimari ve gösteriş farklılıklar dışında çoğunlukla birbirinin aynısı ürünler satan, mağazalar barındıran ticari alanlara bırakmış durumda. Bir çok araştırmanın vurguladığı nokta ise bu binaların projelendirilmesinde herhangi bir verimlilik/sürdürülebilirlik kaygısının güdülmediği. Ek olarak, lobi faaliyeti neticesinde alınan izinlerle yürürlüğe sokulan bu projelerin ne kadar kamu yararı gözettiği de tartışılır.
Yaşadığın Yeri Tanı: İstanbul yazı dizisi içerisinde bahsi geçen konulara açıklık kazandırmak için paralel yazılar yayınlayacağım. Bu yazılardan ilki İstanbul’un Alışveriş Merkezleri. Elbette alışveriş merkezlerinin isimleri ve sundukları ilgi alanım değil. Temel olarak odağımda bu alışveriş merkezlerinin bana, yaşadığım çevreye, geleceğime olan etkisi var. Örneğin, herhangi bir afet durumunda en yakın afet toplanma noktasının nerede olduğu çok az kent sakini tarafından biliniyor. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) göre 17 Ağustos sonrası belirlenen 493 bölgeden bugüne dek 416 tanesi alışveriş merkezi, rezidans ve gökdelene dönüştürülmüş durumda. Her alışveriş merkezinin etrafında oluşturduğu trafik açmazı da bir diğer problem. Kiralık/satılık daire aradığınızda alışveriş merkezi üzerinden adreslerin anlatıldığında, alışveriş merkezine ne kadar yakınsa kiranın da o ölçüde arttığına tanıklık etmişsinizdir. Bu ve benzeri konulara biraz daha yakından bakalım o halde.
İstanbul’un AVM Kirliliği
Farklı kaynaklardan derlediğim listelere göre İstanbul Avrupa ve Anadolu yakası toplamında büyüklü küçüklü 150 civarında AVM mevcut. En bilinenleri arasında Galleria Ataköy, Cevahir AVM, Zorlu Center, Trump Tower, Akmerkez, Marmara Forum, Kanyon, Forum İstanbul, İstinye Park, Mall of İstanbul, Kanyon, Özdilek AVM, Brandium, Palladium, Akasya AVM, Maltepe Park, Tepe Nautilus, ViaPort, ViaPort Marina yer alıyor. Türkiye toplamında ise 2016 yılı sonu itibariyle aktif olarak çalışan 379 tane AVM bulunuyor. Kabaca oranlamak gerekirse İstanbul’un ülke toplamındaki alışveriş merkezlerinin aşağı yukarı yarısına sahip olduğunu söyleyebiliriz. Hayata geçirilecek projeler de göz önüne alındığında Türkiye’de 2018 yılı itibariyle toplamda 448, 2019 itibariyle ise en az 453 AVM olacağı düşünülüyor. 2007 yılında ülke toplamında bu sayı 145 ve 9 yıllık süreçteki artış yüzde 161. Bu haliyle İstanbul için, içerisinde bir çok AVM barındıran kocaman bir AVM demek yanlış bir ifade olmayacaktır.
Alışveriş merkezlerinin sosyal, kültürel ve ekonomik etkilerini bir kenara bırakacak olursak (merak edenler için tüketicilerin alışveriş merkezi ziyareti ve davranışları üniversite öğrencileri bağlamında değerlendiren “Tüketicilerin Alışveriş Merkezi Ziyareti ve Davranışı: Üniversite Öğrencileri Üzerine Bir Araştırma” başlıklı araştırmayı önerebilirim) kişisel olarak oluşan kentsel atık ve enerji tüketiminin ayrıca ciddiye alınıp değerlendirilmesi gerektiği kanısındayım. Bu anlamda yurt dışında çeşitli aktif eylemler/hareketler mevcut. Son olarak duyurulan “Février Sans Supermarché” (Süpermarketsiz Şubat) bunlardan sadece bir tanesi.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) göre 1999 depreminin ardından İstanbul’da “Afet Acil Eylemi Planı” çerçevesinde belirlenen 493 toplanma alanından geriye kalan 77 afet toplanma alanının da akıbeti net değil.
Noktasal olarak alışveriş merkezlerinin odaklandığı alanlara da göz atalım. Endişe verici, değil mi?
Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği ile Akademetre Research tarafından ortaklaşa oluşturulan AVM Ciro Endeksi‘nin Eylül ayı sonuçlarına göre yüzde 8,5’lik yükselişin sürmesi ve 3. çeyrek artışının yüzde 19,4 olması içimizi ferahlatmalı mı?
Özetle, İstanbul yatırımcısına kazanç sağlayan ancak bulunduğu bölgeye, insana, doğaya ve ekonomiye ağır yükler getiren AVM çöplüğü haline geliyor.
Açıldıktan bir yıl sonra mali sıkıntıya giren Bayrampaşa’daki ORA AVM için iflas kararı çıktı. İstanbul Ticaret Mahkemesi, yaptığı yargılama sonrası şirketin kurtarılamayacağına hükmederek iflasına karar verdi. Şirketin alacaklıları arasında, finans kurumlarının yanı sıra 450’ye yakın şirket ve kişi bulunuyor. İflas eden AVM’nin toplam borcu ise 1.6 milyar lirayı aşıyor.Dinçer Gökçe, Hürriyet Gazetesi, “Dev AVM iflas etti çok sayıda alacaklı ortada kaldı”
Alışveriş Merkezlerinin Enerji İhtiyacına Dair
ÇED Başvuru Dosyası Sinop Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü sitesinde duyurulan ve 6 Şubat 2018 tarihinde düzenlenen ÇED Halkın Katılım Toplantısı‘na halkın alınmaması çok ilginç, değil mi?
Gerçekten enerjiye ihtiyacımız var mı? Bu ihtiyacın tanımını kim neye göre yapıyor? HES’lerin, nükleer santrallerin işe yaramama ihtimali var mı?
Dünya ekonomileri enerji tüketimlerini azaltıp enerji üretimlerini de iklim dostu çözümlere dönüştürürken, Türkiye fosil yakıt merkezli bir üretim ve artan tüketim üstüne çalışıyor.Önder Algedik, Yeşil Ekonomi, “Enerji ihtiyacımız AVM’ler yüzünden mi?”
“Enerji ihtiyacımız AVM’ler yüzünden mi?” başlıklı yazıda sanayi, konut, diğer ve ticaret kaynaklı elektik tüketimine dair çeşitli veriler iletilmekte. Ticari gereksinim dışında değerlendirilen değişimlerin kömür, HES yada nükleer santral yapılmasının gerekçeleri olmayacak ölçüde olması dikkat çekici. Peki, neden basın ve iktidar sürekli bir dar boğazdan bahsediyor?
Nükleer de birilerini rahatsız ediyor. Rahatsız olsanız da, olmasanız da biz nükleer enerjiyi de yapacağız.AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
Türkiye’de kamu verileri oldukça kısıtlı ve hatta yetersiz. Talep edildiğinde de cevap almak oldukça güç. Örneğin, neden herhangi bir AVM’nin web sitesinde veya binasının bir köşesinde günlük, haftalık, aylık tüketilen enerji, çıkan atık miktarı paylaşılmıyor?
Orta ölçekli bir alışveriş merkezinin aylık elektrik gideri 15 bin hanenin tükettiği elektriğe eşittir. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Samsun Şube Başkanı Mehmet Özdağ
“Enerji ihtiyacımız AVM’ler yüzünden mi?” başlıklı yazıya geri dönecek olursak, alan hesabı üzerinden fikir yürütüldüğünde; “1990 yılında 100 bin metrekare civarında olan AVM’ler, 2000 yılına kadar 1 milyon metrekare mertebesine çıktı. Sonraki on yılda ise 6 milyon metrekareye çıktı. 2014’de ise 10 milyon metrekareye dayandı.” Artış üzerinden elektrik kullanımı değerlendirildiğinde 14,5 birimlik artışı destekleyici bir görüntü ortaya çıkıyor, değil mi?
Türkiye’de bunlar tasarlanırken, 1-2 tanesi hariç, hiç birinde çevre ve enerji verimliliği konsepte dahil edilmemiş. Sadece maksimum kar, maksimum gösteriş, maksimum cazibe elde edebilmek için mimari açıdan estetiği ön plana çıkaran tasarımlar yapılıyor. Enerji verimliliği hiç düşünülmüyor. Şimdi bunların çok ciddi enerji harcaması olduğu görüldü. Enerji fiyatları arttıkça, hele ekonomik kriz ile birlikte bunların genel gideri de tartışılır hale geldi. Genel giderlerdeki artışlar, kiralara ve dolayısıyla tüketicilere de yansıyor. Şu aşamada, artık yeni AVM’lerde enerji verimliliği dikkate alınarak, çevre dostu tasarımlar yapılması zorunlu. Mevcut merkezlerde de alınabilecek önlemlerle, enerji etütleri yapılarak giderlerde yüzde 20-50 tasarruf sağlanabilir.ODTÜ Mimarlık Araştırma Tasarım Planlama ve Uygulama Merkezinin (MATPUM) enerji verimliliği danışmanı ve EDSM Enerji Danışmanlık Servis ve Mühendislik Ltd. Şti. Genel Müdürü Arif Künar
Türkiye’de elektrik enerjisi kurulu gücüne dair 2017 Kasım sonu verilerine baktığımızda ihtiyacın çoğunluğunun Hidrolik Barajı, Kömür, Doğal Gaz ile sağlandığı görülüyor. 2017 Aralık ayı sonu itibariyle enerji santralleri, şehir tüketim miktarları sırasıyla 1.372.553 bin stdm3 ve 1.775.568 bin stdm3. Oransal olarak baktığımızda doğal gaz tüketiminde enerji santrallerinin payı yüzde 24 iken şehir tüketiminin payı yüzde 31. Toplam doğal gaz tüketim miktarı ise 5.926.996 bin stdm3.
Enerji istatistiklerine dair daha detaylı bilgi almak isterseniz Türkiye İstatistik Kurumu web sitesinde yer alan Enerji İstatistikleri sayfasını, doğal gaz ithalat ve ihracat verilerine dair son değerlendirmeler için ise Türkiye Doğal Gaz Piyasası ve Türkiye’de Elektrik Enerjisi Kurulu Gücü – 2017 Kasım Sonu sayfalarını, son olarak da bir alışveriş merkezinin enerji kullanımına dair yayınlanmış “Bir Alışveriş Merkezinin İklimlendirme Sisteminde Enerjinin Verimli ve Etkin Kullanımı İçin Sistem Bileşenlerinin Seçimi” başlıklı çalışmayı inceleyebilirsiniz.
Özetle, gün içerisinde sıklıkla gittiğiniz AVM’leri bir de enerji tüketimi farkındalığı ile değerlendirmemiz gerekiyor. Anladığım kadarıyla enerji ihtiyacı ve bu ihtiyaca yönelik hareketler ev ölçeğinden ziyade ticari faaliyetlere göre belirleniyor ve hatta bu durum yöre sakinlerinden ziyade ticari faaliyetlerde bulunan, bu faaliyetlerde bulunanlarla bağlantılı olan kişilerce verilen kararlarla kimi zaman yasal süreç bile neticelenmeden işleme alınıyor. Gerçekten bir alışveriş merkezinin varlığı tüm bunlara değiyor mu? Emin olmak adına mümkünse AVM’lerden enerji tüketimi, kurulduğu alanın niteliği, oluşturduğu trafik ve alt yapı yükü gibi konularda da bilgi talebinde bulunmak, elde ettikleri kazancın karşılığında sağladıkları faydaları -tabi mümkünse- karşılaştırmak AVM’ler arasındaki rekabette de kendilerine fayda sağlayacaktır. Bilgi talebi sürecinde bir kaç kişi göz ardı edilebilir, ancak sıklıkla yinelenen taleplere kayıtsız kalamayacakları da bir gerçek. Son bir öneri olarak, alışverişlerinizi küçük esnaftan yapın demeyeceğim ancak Topluluk Destekli Tarım konusundaki çalışmaları takip edebilirsiniz.
NOT: Yukarıdaki bilgiler ışığında bulunduğum yorumlara karşıt farklı ve mantıklı bakış açılarını da yazı içerisine dahil etmekten memnuniyet duyarım.