Yürüyüş ve çiftlik ziyaretlerimde mümkün olduğu kadar yerleşim yerlerinde, köy kahvehanelerinde molalar vermeye özen gösteriyorum. Köyün ileri gelenlerine buralarda denk gelmeniz, köy ve yöre hakkında bilgiler almanız oldukça kolay oluyor. Köyün geçim kaynaklarından, yetiştirilen ürünlerde kullanılan ilaçlara kadar merak ettiğiniz neredeyse tüm soruların cevaplarına bir kaç bardak çay süresinde ulaşabiliyorsunuz. Kullanılan ilaçları kullanmadıklarını söyleyenlerden, kendi yediği ürünlerden farklı bir alanda yetiştirilen ürünleri satanlara bir çok farklı davranış biçimiyle karşılaşılabiliyorsunuz. Alışverişlerimi bu nedenle mümkün olduğu kadar doğrudan, üreticinin kendisinden yapmaya dikkat ediyorum. Böyle bir durumda, yöre sakinleriyle konuyu açık bir şekilde konuştuğunuzda onlar da olanı olduğu gibi anlatıyorlar.
Bu gibi durumların temeli üzerine uzun uzun konuşmak mümkün. İlaç şirketlerinin pazarlama anlayışlarının ne kadar etik olduğu üzerine de saatlerce konuşabiliriz. Ancak, gerekli farkındalık oluşmadığı sürece, günün sonunda elden giden toprağın canlılığı olacaktır. Bu nedenle mümkün olan her fırsatta toprağın parsel parsel satılan bir alan olmadığını, derinliği, içeriği, geçmişi ve geleceğiyle birlikte değerlendirilmesi gereken bir yaşam alanı olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Bunu yaparken de örnekler vermek, fikirler sunmak, sorunları anlatıp çözümlerini de paylaşmak oldukça önemli. Neticede herkesin her konuda bolca fikri varken, sorular ve çözüm önerileri çok az paylaşılır.
Permakültür Hareketi, Açık Radyo, Tohumdan Hasada Ekolojik Yaşam (29 Haziran 2012)
Geleneksel tarım yöntemlerine dair en büyük eleştiri “verimsizlik” iken bu durumu en çok dile getirenlerin tohum ve ilaç şirketleri olmaları bir tesadüf değil. Çözüm olarak sunulan önerilerin de altında hep daha fazla kazanç yatıyor. Hem çiftçiye daha fazla ürün vadediyorlar hem de kendilerine çiftçileri bağımlı kılarak uzun dönem bir stratejinin ilk aşamasını örüyorlar. Daha fazla kazanç nedeniyle kullanılan ilaçlar, gübreler, tohumlar kısa vadede çözüm olarak görülsede resmin bütününe baktığımızda uzun vadede içinden çıkılmaz sorunlar yumağıyla karşılaşıyoruz. İşte bu nedenle katılımcı onay sistemi, ekolojik olarak zararlı ticari ürünler (tarıma bağlı çevre kirliliği) ve geleneksel (konvansiyonel) tarım alternatifi yöntemler gibi konular hakkında çiftçilerle bilgi alışverişi yapmak gerekiyor.
Permakültür Nedir?
“Permanent Agriculture” (kalıcı tarım) kavramını ilk kullanan Franklin Hiram King oldu. 1911 yılında yazdığı “Farmers of Forty Centuries: Or Permanent Agriculture in China, Korea and Japan” adlı kitapta yer alan ifade sonrasında Permakültür (Permaculture), kalıcı tarım (permanent agriculture) ve kalıcı kültür (permanent culture) ifadelerinin birleşimiyle ortaya çıkıyor. 1970’lerde Avustralya’lı Bill Mollison ve David Holmgren tarafından geleneksel tarıma alternatif olarak değerlendiriliyor. Endüstriyel ve tarımsal sistemler tarafından yaratılan toprak, hava ve su kirliliğinin yanı sıra kaybolan bitki ve hayvan türlerine, kontrolsüzce sömürülen ve doğal olarak yenilenemeyen kaynakları yok edici ekonomik sisteme tepki olarak geliştirilen bu alternatif yöntem eski deneyimleri tamamen görmezden gelmeden, geçmişin tecrübeleri ve gözlemlerine ek yeni fikirlerin eklenmesi üzerine kurulu bir ilerleyiş amaçlamakta. Günümüzde, anlamı geniletilmiş olarak gıda üretimi, arazi kullanımı ve topluluk inşa etmede sürdürülebilir ve etik bir tasarım usulü kullanmak gibi daha geniş bir kapsama sahip.
Permakültürün temel amacı; doğal ekosistemlerdeki çeşitliliğe önem vererek istikrarlı, çevresel değişimleri göz önünde bulundurarak tasarlanmış bir dirence sahip, tarımsal verimliliği göz önünde bulunduran ekolojik ve sürdürülebilir sistem oluşturmaktır. Bir felsefe barındırarak gelişen permakültür, toprağa yaklaşımın, tek yıllık ve çok yıllık bitkilerin, hayvanların, mikroklima, toprak/su yönetiminin ve insan ihtiyaçlarının birlikte, bağlantılı olarak iç içe geçtiği üretken topluluklar bütünü (Bill Mollison ve Reny Mia Slay, Permakültür’e Giriş Kitabı, s19) olarak da ifade edilebilir. Bu ifade biçimiyle ilişkili olarak, sistemdeki bir elemanın çıkışı başka bir elemanın girişi olarak görülmektedir.
Bu sistemde atıklar kaynak şekline dönüştürülür ve verimin en üst düzeye çıkarılması hedeflenir. Bu ilkeler başta çiftlikler olsa da evler, kentsel yerleşimler, kent içi bahçeler (gerilla bahçeler, bostanlar vb.) gibi daha pek çok ortamda uygulanabilmektedir. Bu uygulama amacındaki temel kural; bitki, hayvan ve insanı bir araya getirerek bakımı kolay, sürdürülebilir ve kendi kendine yeten bir üretim yapısının “mümkün olan en küçük alanda” oluşturulmasıdır.
Bill Mollison‘a göre permakültür tasarımının ilkeleri şunlardır:
- Yeryüzüne özen gösterme; tüm yaşam sistemlerinin ve canlı-cansız varlıkların devamlılığının ve çoğalmasının mümkün olduğu koşulları sağlamak,
- İnsanlara özen gösterme; insanların gıda, barınak, eğitim gibi sağlıklı bir şekilde varolmaları için gerekli olan kaynaklara ulaşmalarını sağlamak,
- Nüfus ve tüketime sınır getirme; ihtiyaçları kontrol altında tutarak yukarıdaki ilkeleri desteklemek amacıyla kaynaklar temin edilebilir. Zaman, para veya enerji kaynaklar birinci ve ikinci ilkelerin gerçekleştirilmesinde kullanılabilir.
Permakültür’de Pratik Uygulamalar
Su Hasadı
Yağan yağmurun depolanması ve en iyi şekilde değerlendirilmesi amacıyla yatay kanallar açılır. Göletler yapılır.
Ayrıca, çürüyen odunsu artıklar porozite (gözeneklilik) oluşturarak sünger etkisiyle yağmurun depolanmasını ve bitkilerin ihtiyacı olan suyun akıp gitmemesini sağlar. ek olarak bu artıklar nemle birlikte tuzlu ve alkalin toprak yapısı üzerinde dengeleyici etkiye sahiptirler.
Örtüleme (Malç) Uygulama
Toprağın üzerini örtmekte kullanılan katman “malç” olarak ifade edilir. Esasında, doğada, ağaç diplerinde, bitkilerin etrafında kendiliğinden oluşan bu katmanın teknik olarak uygulanması doğanın doğrudan taklit edilmesidir. Ağaçlar yapraklarını dökerek diplerinde gittikçe derinleşen bir organik madde katmanı oluştururlar ve bu şekilde toprağı zenginleştirir, toprağın yapısını iyileştirirler. Doğal ekosistemlerde her hangi bir dış etki olmaksızın çıplak toprağa nadiren rastlanır.
Doğal örtüleme ormanlık bölgelerde kendiliğinden oluşsa da permakültür bahçelerinde bu doğal yapı taklit edilerek toprak üzeri saman, ağaç kıymıkları, talaş gibi bitki artıklarıyla örtülür. Böylelikle, dikim yapılan alanda nem kaybını önler ve yabani ot gelişiminin önüne geçilmesini sağlar. Böylece yabancı ot mücadelesinde işçilikten kazanç sağlanır, herbisit kullanımına gerek kalmaz. Ayrıca malç tabakasının altında yer solucanları, mantar, bakteri oluşumu gibi biyolojik aktivitenin artması bitkisel gelişim için uygun ısı ve nem oranının devamını garanti eder. Isı ve nem mikorhizal mantarlar gibi bitki gelişimini destekleyen diğer biyolojik aktivitelere uygun ortam sağlar.
Kompost
Kompost, biyokimyasal olarak ayrışabilir atıkların nemli-oksijenli ortamda organizmaların ortamın oksijenini kullanarak organik maddeleri biyokimyasal yollarla ayrıştırması (stabilize edilmiş, mineralize olmuş) olarak ifade edilebilir. Bu olayın gerçekleşebilmesi için ortamdaki su içeriğinin % 45-60 dolaylarında olması gerekmektedir (Erdin, 1980; Alyanak , 1986). İhtiyaca göre değerlendirilebilecek bir çok farklı kompost tekniği bulunmaktadır.
Toprak İyileştirme
Gelişmesini tamamlamış yeşil gübre bitkilerinin (çoğunlukla yonca, fiğ, bakla) sürülerek toprağa karıştırılmasıyla (yeşil gübreleme) organik madde miktarı artırılarak bakteriyel aktivitenin artmasını sağlar. Artış gösteren bakteriyel aktivite alkalen toprak pH’ını düşürür ve toprağa azot sağlar.
Tarımsal üretimin yapıldığı alanlarda, işlenen toprağın 20–30cm altında oluşan ve geçirimsiz tabaka halini alan yapıya “taban taşı” veya “pulluk tabanı” denir. Alkalen topraklarda taban taşının kırılması ve toprakta yatay kanallar açılması doğal yıkama yoluyla toprak pH’ını düşürebilmektedir. Malçla sağlanan uygun ısı ve nem koşulları topraktaki organik malzemeye katkı yaparak toprak pH dengesine olumlu katkılar sağlar. Ek olarak, toprağın hayvansal, bitkisel ve yanma artıklarının toprağa verilmesi verimliliğin sürdürülmesine yardımcı olur.
Biyolojik Çeşitlilik
Tarımda verimi artıracak tüm olanakların (sulama, gübreleme, kaliteli tohum kullanma ve makineleşme) kullanıldığı entansif tarımdaki monokültürlülüğe karşılık, permakültürde karışık ekim ve çeşitlilik esastır.
Bu çeşitlilik içerisinde zararlılarla birlikte, bunları dengeleyen diğer türlerin de çoğalması ve sağlıklı ürün yetiştirilmesi hedeflenir. Böylelikle böcek öldürücü tarım ilaçlarına gerek kalmaz ve başta arılar olmak üzere verimli bir üretim için gerekli olan dölleyici böceklerin de bölgede hareketliliği sağlanmış olur.
İşçiliğin ve Masrafların Azaltılması
Toprağın sertleştirilmesinden kaçınılması ve toprak canlılığının sürdürülmesi için sağlanan tasarım sayesinde malçlama, hayvansal ve bitkisel artıkların toprağa verilmesi gibi işlemlerle verimlilik sürdürülebilir kılınır. Bu sayede yer solucanları gibi faydalı organizmalar için elverişli bir ortam oluşur.
Hayvansal Üretim
Minimum kaynakla gerçekleştirilebilecek hayvancılık uygulamaları da permakültür sayesinde mümkün olabilmektedir. Korunaklı alanlar içerisinde sağlanan küçük döngüler ek bir çalışmaya gereksinim duymadan balık ve tavuklar için uygun hale getirilebilir.
Son Notlarım
Bu sene içerisinde PDC (Permaculture Design Certificate – Permakültür Tasarım Sertifikası) almayı ve bu süreci gün gün paylaşmayı planlıyorum. Şu an uygun zaman olarak belirlediğim bir kaç eğitim duyurulmuş durumda. Bu eğitimlerin fiyatları ve içerikleriyle ilgili konulara da yayınladığım eğitim yayınları içerisinde değinmenin daha uygun olacağı görüşündeyim.
Kaynakça nedir?
- Pemakültür @Vikipedi
- Permakültüre Göre Toprağı İyileştirmek @permakulturplatformu
- Permakültür Nedir? @dogadergisi
- Permakültür Nedir? @permacultureturkey
- Permakültüre Giriş @prensesemektuplar
- Permakültür #1, Permakültür #2 @ekşisözlük
- Permakültür Nedir? @kiziltepepermakultur
- Permakültür = Tasarım Bilimi @marmaric
- Permakültür Nedir? (Avustralya Permakültür Enstitüsü, Çeviri: Emre Rona) @permakulturplatformu