Bir önceki “Kompost Nedir? Nasıl Hazırlanır? Neler Kullanılır?” başlıklı kompost yazısında kompost tekniklerinden, kullanılacak malzemelerden ve yaşanacak sorunlardan bahsettim. Ancak, bahçesi olmayan, büyük şehirde yaşayan biriyseniz yazı içerisinde yer alan teknikleri uygulamak biraz zor olabilmekte. Kent bostanları bu tür uygulamalar için bir seçenek olsa da iktidarın aç gözlülüğü dolayısıyla oldukça sınırlı alanda ve oldukça az sayıda olmaları dolayısı ile aktif bir seçenek olamamaktalar. Böyle bir durumda, her tarafı beton grisi olan büyük şehirde balkonlar ve teraslar bir çözüm yolu olarak değerlendirilebilir.
Bu arada, 2006 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühenisliği Bölümü’nden Ertuğrul Erdin tarafından yayınlanan Türkiye’de Kompost Üretimi başlıklı yayını (pdf) da incelemenizi öneririm. Özellikle 22. sayfa, 1968’de başlayan Türkiye’deki kompost tesisleri ve ürünleri ile uygulamaların ne kadar hazin bir seyir izlediğini veriler eşliğinde görmek üzerine ayrıca düşünmeyi gerektiriyor. Bilim insanları evlerde kompost üretiminin kolaylığından ne kadar bahsederlerse bahsetsinler koku ve küf gibi doğal etkilerden bahsedildiği anda insanlar konudan uzak durmayı tercih etmektedirler. Ancak, bu doğal etkilerden dolayı tüketicinin isteksiz davranacağını düşünerek geliştirilen bir çok kompost metoduna dair eğitimler de oldukça yaygın bir şekilde gerçekleştirilmeye, farkındalık artırılmaya çalışılmaktadır. Özellikle, yüzbinlerce yıldır toprakta dönüşüm görevi sessiz ve sakin bir şekilde yerine getiren solucanlar mucize bir çözüm olarak anılmaktadır. Meyve, sebze, yumurta kabukları, çay, kahve posası, kağıt gibi evsel, organik atıkları koku ve küf gibi etkiler olmaksızın kompostlaştıran solucanlar, ayrıca sürece dahil ettikleri sölom sıvısı sayesinde diğer organik gübrelere oranla kat kat daha güçlü, verim arttırıcı, bitki hastalıklarına karşı dirençli bir sonuca ulaşmayı da mümkün kılmaktalar.
Bu yazıda değineceğim EM Bokashi (Bokaşi) Kompost ise Solucan Kompost‘a kısmen alternatif olarak uzun yıllarca kullanılan, solucanlar yerine bakterilerin dönüşüm için kullanıldığı bir başka tekniği oluşturmakta. Ancak, en başarılı sonuç için sürecin belirli bir aşamasında EM bokashi kompostu solucan kompost ile birleştirerek daha zengin bir sonuca ulaşabileceğinizi belirtmek isterim.
EM (Etkin Mikro-organizma) Sıvısı Nedir?
1982 yılında, Japonya’nın Okinawa kentindeki Ryukyus Üniversitesi’nden Dr. Teruo Higa‘in özellikle tarımda kimyasal maddelerin kullanımına alternatif olarak geliştirdiği, laktik asit bakterileri, mayalar ve fototropik bakterilerden oluşan bir sıvıdır. Etkin Mikro-organizmalar (EM) olarak adlandırılan bu sıvı, aynı zamanda çevresel iyileştirme ve hayvancılık da dahil olmak üzere diğer bir çok alanda da etkili bir şekilde kullanılabilmektedir. Ticari olarak EM1 adıyla kayıtlı olan ürünün içeriğindeki laktik asit bakterileri, laktik asit üretimi yaparak, patojenik mikro-organizmaların büyümesini engellemekteler.
Mayalar, amino asit ve polisakkaritler gibi biyolojik aktif maddeler üretirken, fototropik bakteriler güneş enerjisini kullanarak organik ve inorganik maddeleri metabolize ederler. Uygun ortam sağlandığında canlılar veya mikro-organizmalar denge halinde yaşarlar. Kirli bir nehir veya endüstriyel atıksuların bulunduğu ortamlarda ise yararlı mikro-organizmalar yok denecek kadar azdır ya da hiç bulunmamaktadırlar. Bu tür ortamların iyileştirilebilmesi için yararlı mikro-organizmaların sayısını artırarak mikrofloranın dönüştürülmesi oldukça önemlidir. Etkin Mikro-organizma çözeltisinin uygulanması bu dönüşümü sağlayabilmektedir.
Mikroflora: Küçük bitkisel yapılar. Bakteriler, tek hücreli funguslar ve alglerden oluşan, başka organizmalar içinde, üzerinde ya da belli bir ekosistem ya da habitatta yaşayan mikro-organizmalar.
EM Bokashi (Bokaşi) Kompost Nedir?
Bokashi, Japonca bir terimdir ve fermante edilen organik atık anlamındadır. EM Bukashi Kompost, organik atıkların hava almayan bir kova ya da torba icinde EM aşılama materyali kullanılarak fermantasyonu ile yapılır. Bu özel yöntemde EM’nin sağladığı yararlı mikro-organizmalar sayesinde gıda atıklarının geri kazanımı, 4 ile 6 hafta gibi kısa sürede olur. Aynı zamanda sıvı organik gübre ve atık su borularınızı temizleyen EM Bokashi Sıvı elde edilir.
130’u aşkın ülkede kullanılmakta olan EM içerisinde yer alan mikro-organizmalar şu şekildedir:
Fotosentez bakterisi (Fototropik Bakteri)
Besinlerini fotosentez yaparak üreten bu bakteriler güneş ışınlarını ve toprağın ısısını enerji kaynağı olarak kullanmaktadırlar. Kök salgılarından, organik maddeden, hidrojen sülfür gibi zararlı gazlardan yararlı maddeler sentezleyebilmektedirler. Diğer yandan amino asitler, nükleik asitler, biyoaktif maddeler ve şeker ile bitkilerin büyümesini ve gelişmesini teşvik etmektedirler.
Yararlı bakterilerin yayılımını da olumlu destekleyecek ortamı (substrate) sağlayan fototropik bakterilerin artışı salgıladıkları azotlu bileşiklerin (amino asitler) etkisi ile kök çevresinde (rhizosphere) VA (vesicular-arbuscular) mikoriza artış eğilimi gösterecektir. VA mikoriza, topraktaki fosfatların çözünürlüğünü artırarak normalde bitkilerin alımı için çözeltide olmayan fosfatları çözeltiye geçirmektedir. VA mikoriza, azot fikse (atmosferdeki azotun (N2) amonyağa (NH3) dönüşmesi) eden Azotobakter ve Rhizobium bakterileriyle bir arada bulunabilir ve baklagillerin havadaki azottan yararlanma yeteneğini artırır.
Laktik Asit Bakterisi
Fotosentez bakterisinin ve mayanın ürettiği şekerler ve diğer karbohidratlardan üretilen laktik asit çok kuvvetli bir sterilize edicidir. Zararlı bakterileri bastırıp, organik maddenin bozunmasını hızlandıran bu bakteriler lignin ve selüloz gibi organik maddelerin bozunmasını da artırmaktadır. Tüm bu maddeleri bozunmamış organik maddeden kaynaklanan zararlı etkilere neden olmaksızın fermente eden laktik asit bakterisi sürekli ekilen tarımsal bitkilerde hastalıklara neden olan Fusaryum adlı zararlı mikroorganizmanın çoğalıp yayılmasını engelleyebilmektedir.
Mayalar
Fotosentez bakterileri, organik madde ve bitki kökleri tarafından salgılanan aminoasitler ve şekerlerden bitkilerin büyümeleri için yararlı antimikrobiyel ve yararlı maddeler sentezleyen mayalar, ürettikleri hormonlar ve enzimler gibi biyoaktif maddeler ile aktif olarak hücre ve kök bölünmesini teşvik edip, laktik asit bakterileri ve aktinomisetler gibi etkin mikroorganizmalar için gerekli büyüme ortamını sağlarlar.
Aktinomisetler
Aktinomisetler, bakterilerle mantarlar arasında bir ara yapıya sahiptirler. Fotosentez bakterileri ve organik madde tarafından salgılanan amino asitlerden antimikrobiyel maddeler üretip, zararlı mantar ve bakterileri bastırırlar.
Küfler
Aspergillus ve Penicillium gibi küfler organik maddeyi hızla bozunmaya uğratarak alkol, esterler ve antimikrobiyel maddeler üretirler. Böylelikle kötü kokuları bastırılır ve zararlı böceklerle kurtçukların oluşması ve çoğalaması engellenmiş olur. Başta fotosentez bakterileri olmak üzere EM içinde bulunan her bir türü mikro-organizmanın kendine özgü önemli bir işlevi bulunmaktadır. Birlikte varoluş (coexistence) ve birlikte gelişme (co-prosperity) olarak adlandırılan bu ortak etkileşim süreci sayesinde mikroflora zenginleşir ve topraktaki mikrobiyel ekosistemler iyi dengelenir.
Bokashi Kompost Nasıl Hazırlanır?
Bokashi için anaerob koşullar gereklidir, yani serbest oksijenin bulunmadığı koşullarda yaşama ve büyüme yeteneğine sahip organizmalar gereklidir. Bunun için ağzı sıkıca kapanan herhangi bir kap kullanılabilir. Mutfak atıklarınızı koyacağınız kovanın dibine plastik bir süzgeç yerleştirip kovanın zeminine yakın bir noktaya bir musluk takmalısınız. Kova içerisine mutfak artıklarınızı 2-3 günde bir eklemeniz yeterli olacaktır. Ekleme yaptığınız her seferde hazırladığınız üzerine bokashi aşılayıcı eklemeniz gerekmektedir. Ardından artığın üzerine bir naylonla örtüp havasını iyice almak için tepesinden biraz bastırmalı ve kabın kapağını hava geçirmeyecek şekilde sıkıca kapatmalısınız. Diğer tüm kompost tekniklerinde olduğu gibi ne kadar küçük parçalara bölerseniz mikro canlıların işini o kadar kolaylaştırmış olursunuz. Bu da tüm süreci daha da hızlı bir hale getirecektir. Kovanın kapağını mümkün olduğu kadar az açmaya çalışmanız oldukça önemli. Bu nedenle mümkün olduğu kadar mutfak artılarını biriktirip, tek seferde kompost içerisine dahil etmelisiniz. Kovanın dolumundan itibaren iki hafta kadar ağzı kapalı bir şekilde bekletip fermantasyon sürecinin tamamlanması sağlamalısınız. Turşulaşma sürecinde kovaya konulan atıkların suyu dibe süzülecektir. Süzülen bu alt bölümdeki süzgeçten geçip zeminde birikecek ve musluk sayesinde tahliye edilecektir. Eğer bir birikme olmuyorsa ya da bu suyu tahliye etmeyi unutmuşsanız kompostun nem oranı artacağı için büyük ihtimalle dönüşüm süreci bozulacaktır. Sürecin iyi işleyebilmesi için, bu suyun her gün veya gün aşırı alınması gerekmektedir. Tahliye ettiğiniz bu suyun oldukça kıymetli olduğunu bilmelisiniz. 1’e 100 oranında klorsuz su ile seyrelterek bahçenizde, balkon bitkilerinizde ve hatta lavabo giderlerinizde kullanabileceğiniz su oldukça zengin bir içeriğe sahiptir ve altın sıvı olarak da nitelendirilir.
Kovadan çıkan atıklar ilk anda oldukça asidik bir yapıda olacaklardır. Bu nedenle doğrudan bitkilere uygulamaktan sakınmalısınız. Kovanın içinde oluşan kompostu toprağın 20-30 cm altına gömüp, üzerini toprakla örtmeli ve iki hafta kadar beklemelisiniz. Ardından ekim-dikim aşamasına gönül rahatlığı ile geçebilirisiniz. Bu durum saksı bitkileri için de geçerlidir. Turşulaşma sürecinde organik maddenin hücre zarı parçalandığı için toprağa gömüldüğünde büyük bir hızla dönüşürler. Bu nedenle kompostu saksılara aktarıp üzerini toprakla örterek bir süre beklemeniz uygun olacaktır.
Sürecin hiçbir aşamasında metal kap, tencere, süzgeç, kaşık kullanmanız oldukça önemli. Aynı şekilde, kedi ve köpek artıkları, bozulmuş, küflenmiş gıdaları ve yağlı artıkları kovaya koymamaya özen göstermelisiniz. Kova içerisine neler koyabileceğinize Kompost Nedir? Nasıl Hazırlanır? Neler Kullanılır? başlıklı yazıda değinmiştim, tekrar bir göz gezdirmenizde fayda olacaktır. Kovanın içindeki mikro canlı dengesini bozmadan, kovaya doğrudan güneş ışığı almayan, aşırı sıcak ya da soğuktan olmayan bir noktada, belirli zaman aralıklarında düzenli olarak ekleme yaptığınız sürece bir sorun yaşama ihtimaliniz oldukça düşmekte. Karışımdaki beyaz renkli küf ve mantardan korkmayın; bunlar, sürecin doğru işlediğini size gösterir. Ancak, süreç içerisinde kovanın içinde koyu renkli mantar görürseniz veya sirkemsi bir turşu kokusu dışında ağır bir çöp kokusu alırsanız süreçte bir yanlışlık olduğundan emin olabilirsiniz.
Bir aksilik yaşanması durumunda;
- Kovaya yeterince bokashi aşılayıcı eklemiyor olabilirsiniz, bu nedenle miktarı biraz artırmanız uygun olacaktır.
- Kovanın hava almadığından emin olmalısınız. Ufak bir çatlak ya da sızdıran bir kapak tüm dengeyi olumsuz bir şekilde etkileyebilir. Böyle bir durumda sızıntıyı önleyip bol bol aşılayıcı eklemelisiniz.
- Musluklar tıkanma ihtimaline karşın muslukları düzenli aralıklarla kontrol etmelisiniz. Kovanın dibinde fazla su birikmişse suyunun tamamını alıp içeriğe bolca aşılayıcı eklemelisiniz.