Çok zamandır doğa yürüyüşü ve bisiklet dışında zihnimi toparlamak, dikkat dağıtıcı dış etkenlerden uzaklaşmak ve bedenimin pasını atmak istediğimde bir diğer kaçış noktam haline gelen bouldering (yapay duvar tırmanışı) ile ilgili bir yazı yazmak istiyordum. Nihayet o gün geldi. Bu sporla 2016 yılı sonlarında tanıştım. Salon arayışı, acılı bir öğrenme (gözünüz korkmasın, bu konuda ilerleyen satırlarda değineceğim) ve alışma süreci sonunda aklımda “keşke çok zaman önce başlasaydım” düşüncesinden başka bir şey yoktu. Bouldering hakkındaki temel bilgilerden önce kısaca tırmanışa genel hatları ile bakmakta fayda var.
Tırmanış Sporu
Genel kanı tırmanışın oldukça tehlikeli ve herkesin yapamayacağı bir açık hava sporu olduğu yönünde. Halbuki pek çok spor dalında olduğu üzere gerekli önlemler alındığı ve bilinçli hareket edildiği sürece bir aksilik yaşanma ihtimali oldukça düşük. Tehlikeli olduğu izlenimi biraz basının abartısı, biraz da tırmanış sporunun, sporcuların ve hatta sponsorların genel olarak ekstrem faaliyetlerle görünürlük sağlıyor olmasından kaynaklanıyor. Sürece yakından tanıklık ettiğinizde aslında kafanızdaki pek çok soru işaretinin de cevabını bulabilirsiniz.
Tırmanışın yürüyüşten farkı (çoğunukla dikey ilerleniyor olmasının dışında ki böyle bir kural yok) tırmanırken bir sonraki hedefin dikkatle seçilmesi gerekliliğidir. Hatta tırmanışa geçmeden önce olası rotanızı belirler, zihninize kazır ve ilk hamlenizi yapar ve yer çekimiyle inatlaşarak ilerlersinzi. Durmak demek yer çekiminin galip gelmesi demektir. Bu nedenle de tırmanmaya başladığınız süreçte ilk olarak düşmeyi öğrenirsiniz.
Bu yazıyı okumaya devam ettiğinize göre tırmanış ilginizi çekmekte. O halde ilk yapmanız gereken size uygun olan tırmanışı bulmak. Evet, bu spor dalı kendi içerisinde bazı teknik ve yapısal farklılıklar barındırıyor. Bu farklılıkların ortak noktası iç disiplin ve uygun zaman. Kararlılığınızı test etmek, uzun bir zaman aralığını değerlendirmek isterseniz ve birde soğuk iklim özellikleri ilginizi çekiyorsa dağ tırmanışı tam size göre. Dağ tırmanışının genel olarak diğer tırmanış türlerini de kapsadığını (bouldering’i kaya tırmanışıyla birlikte değerlendirebilir ve top rope (üstten emniyetli), sport climbing (spor tırmanış) alt türleri de dahil edilebilir) belirtmekte fayda var. Tırmanış türlerini bir liste haline getirmek gerekirse;
- Dağ tırmanışı,
- Buz tırmanışı,
- Kaya tırmanışı,
- Yapay duvar tırmanışı (bouldering, kapalı mekanda yapay tırmanış rotalarında gerçekleştirilir)
Tırmanış Çeşitleri
Dağ tırmanışı, pek çok iklim özelliğine tanıklık edebileceğiniz, yürüyüş ve kampçılık gibi diğer faaliyetleri de içeren, enerjinizi yönetip uzun bir zaman dilimine bölmenizi gerektiren bir tırmanış türü. Öğrencilik döneminde arkadaşlarımın katıldığı faaliyetlerle aşina olduğum bu tırmanış türü ciddi bir teknik/psikolojik hazırlık gerektirmekte. Bu sporla ilgilenenlerin tırmanmayı zaman içinde saplantı haline getirmesi anlaşılır bir durum.
Kaya ve buz tırmanışı da dağ tırmanışı kadar ciddi hazırlık süreci gerektiren, sadece süre olarak görece daha kısa zamanlarda tercih edilebilecek tırmanış türleri olarak ifade edilebilirler. Diğer tırmanış türleri ve kısa kaya ve buz tırmanışları ise günlük hayatın sıkıcılığında uzaklaşıp vücudunuzun sınırlarını zorlarken zihnen rahatlayabileceğiniz etkinlikler olarak değerlendirilebilirler.
Bouldering‘in free-solo çıkıştan (soloing) en büyük farkı yere yakın bir mesafede yapılmasıdır. Bu nedenle bouldering kaya tırmanışına hazırlık sürecinde tercih edilebileceği gibi ayrı bir şekilde her tür özelinde de uzmanlık sağlanabilir. Kimi tırmanışçılar ipli rotalara hiç girmeyebilmektedirler. Örneğin Alpinist‘in 4. sayısında Voytek Kurtyka‘nın kaleme aldığı, Gökhan Bıyık‘ın blogunda türkçe olarak yayınkadığı LOSAR yazı serisini okumanızı öneririm.