Beykoz – Keçilik Koyu Sea Kayak Turu ve İstanbul Boğaz Gezisi (Cycling & Kayaking) başlıklı yazılarda kısmen değindiğim akıntı konusuna rüzgar ile ilgil yayınladığım bofor (beaufort) ölçeği ve knot yazılarının ardından vakit kaybetmeden ve hazır güncel olarak yaşanan bir durum iken değinmek istiyorum.
İstanbul Boğazı ve Akıntılar
1982 tarihli İstanbul Liman Tüzüğü‘ne göre -1 Mayıs 1982 tarihinde yürürlüğe girmiş olan eski tüzük Bakanlar Kurulu’nun 24 Temmuz 1996 tarih ve 96/8442 nolu kararı ile feshedilmiş ve mevcut tüzük yürürlüğe alınmıştır- İstanbul Boğazı’nın kuzey sınırı Anadolu Feneri’ni Rumeli Feneri’yle birleştiren hatta başlayıp, güney sınırı Ahırkapı Feneri’ni Kadıköy İnciburnu Feneri’yle birleştiren hatta biter. Ve Boğaz’ın bu Kuzey’deki başlangıç noktası Güney’deki bitiş noktasından 40 santim yüksek konumdadır.
İstanbul Limanı ise Kuzeyde İstanbul Boğazı ağzında Anadolu ve Türkeli Fenerleri arasını birleştiren çizgi ile Güneyde Kefaldalyan Burnundan (Enlemi: 40¼-53`.30 Kuzey, Boylamı: 028¼ 43`.37 Doğu) 3.8 mil Güney kerterizindeki (Enlemi: 40¼54`.50 Kuzey, Boylamı 028¼ 43`.37 Doğu) mevkii ile Enlemi: 40¼ 52`.30 Kuzey, Boylamı: 029¼ 13`.80 Doğu ve Enlemi: 40¼48`.40 Kuzey, Boylamı: 029¼ 09`.00 Doğu mevkiini birleştiren çizgiler arasında kalan deniz alanıdır.
Boğazdaki Hakim Akıntılar
İstanbul Boğazı‘nda iki ana akıntı vardır. Bizim özellikle üzerinde duracağımız yüzey akıntısıdır. İkincisi ise yüzeyden 15 metre kadar aşağıda başlayan ve derinliğin izin verdiği ölçüde – ort. 45 metreye kadar – etkili olabilen dip akıntısıdır. Balıkçıların bu dip akıntısına kanal dediğini duyabilirsiniz. Yüzey akıntısı genelde Karadeniz’den Marmara’ya, yani kuzeyden güneye doğru akarken, dip akıntısı bunun tam tersi olarak Marmara’dan Karadeniz’e, yani güneyden kuzeye doğru akmaktadır.
Yüzey akıntısı olağan durumlarda 3-4 knot hızındadır. Ancak, boğazın dar noktalarında ve akınının rüzgar ile beslendiği durumlarda 7-8 knota kadar çıkabilmektedir ve bu gibi durumlarda akıntı adeta bir nehir özelliği gösterir. Boğaza dair bu gibi bilgileri basit bir tablo üzerinden aktaracak olursam;
Boğazın uzunluğu | 32 km. |
Boğazın en dar yeri | Aşiyan – Kandilli arası, 698 m. |
Boğazın en geniş yeri | Büyükdere – Beykoz arası, 3.500 m. |
Boğazın ortalama genişliği | 60 m. |
Boğazın en derin yeri | 109 m. (Kandilli Burnu önleri) |
Boğazın Avrupa yakası sahil uzunluğu | 55 km. |
Boğazın Anadolu yakası sahil uzunluğu | 35 km. |
Ortalama üst (yüzey) akıntı hızı | 3-4 knot. En yüksek hıza Rumelihisarı Emirgan arası (Kandilli / şeytan akıntısı olarak da ifade edilir) ve Arnavutköy (akıntı burnu olarak da adlandırılır) ve Sarayburnu arasında ulaşır. |
Ortalama üst (yüzey) akıntı kalınlığı | 1-2 knot |
Ortalama alt (dip) akıntı hızı | 15 m. |
Ortalama alt (dip) akıntı kalınlığı | Yüzeyden 15 metre kadar aşağıda başlayan ve derinliğin izin verdiği ölçüde 45 metre derinliğe kadar etkili olabilir. |
Bu bilgiler ışığında akıntı ve rüzgar ilişkisine devam edecek olursak, İstanbul Boğazı’nın hakim rüzgarları genel olarak kuzeyden güneye doğrudur ve kuzeyden poyraz, güneyden ise lodos oldukça etkilidir.
Orkoz (Orkos) Nedir?
Poyrazın etkili olduğu dönemlerde, yukarıda da bahsettiğim üzere akıntı rüzgarla beslenir ve Karadeniz-Marmara yönündeki üst akıntı daha da hızlanır. Bu dönemlerde deniz trafiği aksamakta ve hatta durmaktadır. Genel olarak, kılavuz kaptan olmadan geçişler yapılması pek mümkün olmamaktadır.
Yazının konusu olan orkoz (orkos) ise poyrazın tersi olarak hakim rüzgarın güneyden kuzeye doğru seyretmesi üzerine yüzey akıntısının değişmesiyle oluşur. Rüzgarın şiddeti neticesinde Marmara’nın sularını kuzeye yığır ve bu zamanlarda İstanbul Boğaz’ının Marmara girişinde sular yarım metreye kadar yükselebilmektedir. Özetle, poyrazda sular çekilir, lodosta ise ciddi oranda şişer diyebiliriz. Değişen akıntı ve su seviyesindeki yükselme neticesinde İstanbul Boğaz’ının akıntı rejimini de değiştirir ve yüzeyde orkoz (orkos) adı verilen ters akıntılar gözlenir. Bu akıntı Garipçe ile Büyük Liman arasına kadar çıkabilmektedir.
Olağan durumdaki akıntıda olduğu gibi akıntının tüzgarla beslenmesi neticesinde ters akıntının hızı da kimi zaman 6-7 knota kadar çıkabilmektedir. Yıl içinde birkaç gez gözlenlenen bu durum neticesinde şehir hatları vapurlarının seferleri durdurulur. İstanbul Boğazı’na dair ayrıca bir yazı yayınlayacağım, bu yazı içerisinde de sıklıkla bahsedileceği üzere Boğaz kıvrımlı yapısı neticesinde keskin dönüşler barındırmaktadır. Bu dönüşlere akıntılar da eklenince gemi geçişleri (İstanbul Boğazı, senelik 42.553 deniz taşıtına ev sahipliği yapmaktadır) oldukça temkinli davranmak durumunda kalmaktadırlar. Dönüşler esnasında seyir esnasındanı savrulmalar, hız değişiklikleri ve açıların alınamaması gibi sorunlar neticesinde gemiler karaya oturabilmektedirler. Boğaz geçişindeki kazaların yoğunluklarına bakıldığında çoğunlukla Karadeniz yönünden gelenlerin ağırlıkta olduğu görülebilmektedir.
Kaynakça nedir?
- Orkoz, Wikipedia.
- Maritime Accidents Forecast Model for Bosphorus, 2012, Alp Küçükosmanoğlu
- Analysis of Accidents in İstanbul Strait. Nazmi Bayar, Sadık Ozum, Hüseyin Yılmaz
- İstanbul Liman Tüzüğü, Wikipedia